2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü...
Dünya Sulak Alanlar Günü ve Ramsar Sözleşmesi
Birleşmiş Milletler’in 30 Ağustos 2021 tarihinde aldığı karar doğrultusunda, her yıl 2 Şubat, Dünya Sulak Alanlar Günü olarak kutlanmaktadır. Bu tarih, 2 Şubat 1971’de İran’ın Ramsar kentinde açıklanan Ramsar Sözleşmesi’ne ithafen belirlenmiştir.
Ramsar Sözleşmesi, sulak alanların korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını amaçlayan uluslararası bir anlaşmadır. 1975 yılında yürürlüğe giren sözleşmeye Türkiye 1994 yılında taraf olmuştur. Bu sözleşme, uluslararası öneme sahip sulak alanların belirlenmesini ve korunmasını hedefler. Ramsar statüsüne sahip sulak alanlar, bilimsel, ekolojik ve ekonomik açıdan önemli kabul edilir ve gelişigüzel yapılaşma, kurutma, aşırı su çekimi gibi tehditlere karşı korunur.
Türkiye’de Sulak Alanların Sınıflandırılması
Türkiye’de sulak alanlar koruma statüleri açısından üç kategoriye ayrılır:
Ramsar Alanları (En yüksek koruma statüsü) – Türkiye’de 14 Ramsar alanı bulunmaktadır.
Ulusal Öneme Haiz Sulak Alanlar - 59 Sulak Alan
Mahalli Öneme Haiz Sulak Alanlar - 49 Sulak Alan
Trakya Bölgesi’nde ise yalnızca Edirne Meriç Deltası, Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan statüsündedir. Tekirdağ’daki Melen Gölü ise Mahalli Öneme Haiz Sulak Alan olarak sınıflandırılmıştır. Ancak Kırklareli’nde hiçbir sulak alan herhangi bir statüde koruma altına alınmamıştır.
İğneada Longozları ve Kırklareli’nin Sulak Alan Durumu
İğneada Longoz Ormanları’nda bulunan Mert, Erikli ve Saka gölleri, Ramsar Sözleşmesi’nin gerekliliklerini karşılamasına rağmen bu statüye dahil edilmemiştir. Bunun yerine, Milli Park statüsü ile korunmaları yeterli görülmüştür.
Ancak Milli Park statüsü yalnızca belirlenen sınırlar içerisindeki alanları korur. Ramsar Sözleşmesi ise sulak alanları besleyen tüm ekosistemi kapsar. Yani göllere su taşıyan dereler, akarsular ve havzalar da koruma altına alınır.
Örneğin, Edirne’de bulunan Meriç Deltası, 29.000 hektarlık alanıyla Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan ilan edilmiştir ve yaklaşık 6000 hektarlık Gala Gölü Milli Parkı’nı da kapsayarak iki farklı statüde korunmaktadır.
Kırklareli’nde Sulak Alanlar İçin Daha Güçlü Koruma Şart!
Kırklareli’nde sulak alanların korunması için güçlü yasal düzenlemeler ve denetimler gerekmektedir. İğneada ve çevresindeki sulak alanların, sadece milli park statüsüyle değil, Ramsar veya ulusal sulak alan statüsünde de korunması, bölgenin ekolojik dengesinin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.